dolu kelimesi ne kız ne de erkek için yağan doluyu ve de henüz boşalmamış dolu bira şişesini ifade ediyordu . onları yolu paralel yönde olmayan farklı kutuplara doğru hareket eden iki zıt yönlü oklardan başka bir şey değildi.
kız Tunalı caddesinde ilerliyim bir yandan mağazalara bakıyor ( nasıl olsa zamanı gani gani vardı sevgilisiyle geçirdiği zamanlar yoktu artık) bir yandan bebek arabalı anneleri, gençleri , köpeklerini dolaştıran ebeveynleri,arasını park etmeye çalışan beceriksiz şoförleri ,elinde burger içecekleri ile geçip gidenleri inceliyor .
kızın sağ tarafındaki mağazaya bakmasıyla içeri girmesi bir oldu . sağında ,solunda, önünde , ardında kumaştan bozma bi dünya kıyafet askılıklarda tezgahta sahiplerini bekliyorlardı . kızda ilerleyerek etrafına bakınıyordu . birden bir pantolonu eline aldı ve önce fiyatına sonra bedenine baktı ve kendi kendine " ııımmm yok bu küçük " ardından bir diğerine uzandı daha büyük bir bedenin aldı ve beğendiği iki tanede bluzu alıp PROVA tabelasının yazılı olduğu yere doğru ilerlerken etrafına bakınmaya devam ediyordu.
kabinleri önüne gelmişti bile. ama birden bir prova tabelasına bir kabinin önündeki insan yığınına bakakaldı. kabinin önünde bekleyenler kimi eşini , arkadaşını , kızını , sevgilisini bekliyor kimisi boşalması bekliyordu ... aynadan kendine bakan vır vır kıyafetlere yorum yapan yakınlarla doluydu. kız kendi kendine " mahşer bile buradan sakin " diye içinden geçirdi veya " yok yok olsa olsa bunlarda sevgili felsefesini yaşayan kurbanlardır." diye söylendi.kız bir elinde kıyafetler başında nöbetçi bulunmayan kabinlerin kapılarını bir bir vurmaya başladı tek tek tek tek. sesler ardı adına yükseliyordu DOLU DOLU DOLU........... Kız usulca bir köşede yer bulup ipodundan gelen müziğe kulak verdi yasmin levyd- al alegria ..........
erkeğin durumu mu?
erkek bekarlığın zirvesini yaşıyordu. birden çalan telefonun sesiyle uyandı " mk kim lan bu saatte" diye telefonu baktı.arayan kankasıydı.kısa kesti telefonu kapattı saate baktı .saat akşama olmuştu bile mutfağa gitti mutfak dediğime bakmayın lavabonun içi kirli bulaşıklar, kabuklar ,lavabonun üstü mahşeri cümbüşü yaşıyordu uzun zamandır. çer çöp ,küflenmiş gıdalar ,bira şişeleri ,kapakları, kirli bardaklar,fıstık kabuklar ve daha bilumum zerzevatlar...tekrar telefonu eline aldı ve " kanka her zamanki mekana gidelim ama bu seferlikte sende olacak bende kuruş kalmadı biliyon "...... Erkek duş aldı traş olmadı temiz kalan iki parça kıyafetini giydi. telefonunu ve anahtarını da alıp evden çıktı.
bara geldiklerinde gecenin ilerleyen saatleriydi. dışarıda oturan gruplar bara girip çıkanlar ,daha kapıdayken sigarasını yakanlar,bir yandan sigara içip konuşan diğer yandan ise etrafı kesenler . sigarasından derin nefes alıp sonra dumanı özgürlüğe salanlar. sanki bir sigara ayinin da buluşmuşlar gibiydiler . hep birlikte ama birbirlerinden bi haber .... içerisi ise kokular neon ,lazerli ışıklar gidip gelenler , kafayı bulan ve kendini piste atanlar arasından erkekte çoktan içme ayinine katılmıştı bile bir iki üç... kankası ise yanındaki kızla çoktan harikalar diyarına dalmıştı. erkek ise etrafa bakınıp" lan herkeste mi sevgili terk " diye söyleniyordu. bir yandan da bıçak gibi etrafı kesiyordu bira fıçısını kafaya dikmesiyle sidik torbasının isyan etmesi bir oldu. daha fazla tutamayacağını anlayınca WC tolunu tuttu.gözleri kızlar tuvaletine takıldı " Way Canına burası ego kuyruğunu da geçmiş" diye söylenerek erkekler t uvaletine girdi .kapıda sigara içenler içeridekileri bekleyen ve kızlar kesen bir iki kişi.erkek ise elleri aletlerinde birinci kapıyı vurdu "dolu " ikinci kapıyı vurdu " dolu . tekrar birinci kapı " dolu ikinciyi " tekrar vuruca "dolu dedik ya bok mu var lan .." diye bir ses kutu kadar yerde yankılandı. erkekte daha fazla dayanamadı ve pisuvar da olmaya tuvaletin lavabosuna sidik torbasını boşaltırken bir yandan da hayatını müziğini keşfetmişcesine gözleri kapalı çişinin senine kulak ver.....
MADAM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder