Eylül 28, 2011

Hayatım Ve Ona Girenler

Her şeyi başından anlatmak isterdim. Ama hatırlamıyorum ne yazık ki. Hatırladığım anılar 3 yaşımda başlıyor. Hitler haklıydı yani. Aradaki yılları da pas geçersek o güne gelebiliriz. Salonda oturuyorum, ne yaptığımı hatırlamıyorum. Dışarı bakmak istiyorum bir an, aman tanrım o da ne !? Bir kız geçiyor... LAN ! ARWEN GİBİ LAN ! Çok hoşlanıyorum kendisinden. Ne yapsam ne etsem lan. Gidip direkt konuşamam. Çekinirim, utanırım. NE YAPSAM !? Eceye söyleyeyim en iyisi. Bir halt yapamaz ama lan o. Neyse söyleyeyim...



Bir halt yapamadı. Ne yapsam lan ! Tuğhana söylemem lazım sanırım. En samimi ortak arkadaşımız o çünkü. Söyleyeyim en iyisi... Aha ! düşüneceğini söyledi. Boyu da benden 10 cm uzun en az, yanlış mı yaptım acaba... Düşüneceğini söyledi ama 3 gün oldu, hala karşılaşamadık. Her gün böyle dolanacak mıyım böyle ? zaten dolanıyordum, neyse... Aha orada ! off içim bir garip oldu, ne diyeceğimi, ne hissettiğimi bilmiyorum şu an. Çok heyecanlıyım ama. Konuşamıyorum da, hadi girişi gelişmeyi geç de sonuca gel. Gebericem yoksa meraktan. EVET EVET EVET ! Artık o benim sevgilim. Ne kadar da masum bakıyor lan, o da benim gibi utangaç sanırım.



Çok garip lan, normal arkadaşımla daha çok şey paylaştığımı farkettim. Ama farklı bir şeyler var: elini tutmaya bile utanıyorum şu an. Kurduğum cümlede adı geçince bile bir garip oldum. Fazla konuşmadığımı farketti, gizemli biri olduğumu söyledi bana. Haklı mıydı ki, ondan bir şey saklamıyorum aslında. İstemsiz miydi bu yoksa. değil sanırım, gizemli olamazdım çünkü ben çok sevecen biriydim. Sürekli gülerim. Aklım karıştı... Ben kimim ki ? Neyse siktir et, diablo ve warcraft oynamaya devam.



Yine o park. Bu sefer farklı ama. O artık benimle değil. Annesi öğrenmiş, velet kardeşi günlüğünü karıştırmış. Peh. Benim için ağladığını söyledi. İnanmalı mıyım ? İnansam ne değişecek ki. O artık benimle değil. Üzülmedim, daha değil...



Sonra o geldi, ufak tefek minicik bir kız. Ne kadar da tatlıydı. Geldi mi demiştim ? Pardon gitti olacaktı o. Bu kadar çabuk hem de. Başkasıyla çıktı sonra da hemen. Onun için bıraktı beni sanırım. Neyse artık...



Aa ! merhaba. Ben bir gerizekalıyım, senden de çok hoşlandım. Hayatımı sik diye sana tepsiyle sunuyorum şimdi, daha önce başkalarına da yaptığım gibi. Çünkü ben aptal bir çocuğum. Çabuk güvenirim, ne zaman büyüyeceğim konusunda da bir fikrim yok. Dota oynamakla meşgulüm çünkü.



Ovv. Yine sen, kardeşin kucağında. Resmi bir konuşma ve gülüşme. Eve geçiyorum. Sonra tekrar karşılaşıyoruz. Belli ki otobüs durağında beni bekliyorsun. Niye orada duracaksın ki zaten. Belli ki aramızdaki durum bitmemiş daha. E konuşalım o zaman. Bir şey hissetmiyorum ama sana karşı. Hatta "burada olduğumu belli etmek için atıyorum bu mesajı" mesajına da sinir oldum. Çok sinir oldum hem de. Neyse konuşalım. NEEEEE SEN BEHEMOTH MU DİNLİYORSUN, NASIL DİNLERSİN LAN. SEVMEZSİN Kİ SEN, SEVEMEZSİN. SAYGISIZLIK EDİYORSUN BENİM MÜZİĞİME RESMEN !!! SİKTİR GİT. Evet beyler ve bayanlar. Üstünden geçen yıllara rağmen eskiden ben olan bu gerizekalının kurduğu bu cümleyi asla unutmam, unutamam. Belki de ilk ve son sevgilim olacak kişiyi böylelikle hayatımdan çıkartmış oldum. Aslında şimdi bakıyorum da, en iyisini yaptım belki de. Bilmiyorum. Hala rahatsızlık duyuyorum, çünkü belki de en kötüsünü yaptım. Bilmiyorum, bilemiyorum...



Ahh, yıllar geçmiş. Ve ben artık biraz büyümüşüm. Acı bir kaç tecrübe daha yaşamış, artık tabir yerindeyse yaşlanmışım. Çünkü görmemem gereken, duymamam gereken, söylememem gereken bir sürü şey yaşamışım. İnancım pek yok artık. Ama dur, o kim ? uhuuu, tanrım çok hoşlandım. Ne süper bir hatun lan. Pat diye girdi hayatıma, tabi ben de onunkine. Mutlu muyum ki ? bilmiyorum. Sadece olacakları izlemek istiyorum. Çünkü daha başından fake attı. Görmedim sandı, gördüm. Hep görürüm. Sanırım mutluyuz. Ama faul üstüne faul yapıyor. İstiyorum ya da istemiyorum, duymak istediğim bu dedirtecek bana en son yolun ortasında. Ruhaleti davranışlarına yansıyor, farkında değil. Bir şeyden çekiniyor ya da.



Bilmiyorum, yine bilmiyorum. İzlemeye devam edeyim en iyisi.



İzliyorum, çok garip. Göğsümde ağladı bugün. İlk damlayı gördüğümde benim için ağlamıyorsun değil mi dedim içimden. Ama davranışlarımı değiştirmedim tabi. Göz yaşını sildim, kahveyi devirdim sonra. Üzülme dedim, benim için üzülme dediğimi sandı. Üzülme demiştim ama ben sadece. Benim için dökülmedi o göz yaşları, biliyordum içten içe. Çaktırmadım, çaktırmam zaten... (1 gün sonra) Ve şimdi yanından gidiyorum, neler olacağını hep beraber göreceğiz. Büyük ihtimalle bir hafta sonra ayrılırız. Çünkü:



Passion burns like fire carried by the wind



the end of a time, a time to begin.

Bunu ileri görüş testi olarak yayınlıyorum.







Facebookta paylaştığım bu iletiye dayanıyorum. Biliyorum, hissediyorum. Yapamayacaksın, başaramayacaksın. Ama hala sadece izliyorum, merak ediyorum. İlişkimi psikolojik gözleme alet etmişim gibi hissediyorum. Değil ama, bu ilişkiyi akıl oyunları mantığına baştan sen çevirdin. Böyle olsun istemezdim, ama sen yaptın bunu. İzlemeye devam o zaman...



Eve geliyorum, sevgilim diye gelen mesaj beni mutlu ediyor. Başaracak mı lan acaba diyorum kendime. Devam etmesini istediğim bir ilişki çünkü. Ayrılmak istemiyorum, ama ayrılmak konusunda çekincem yok. Ve o akşam ayrılıyoruz. Başaramıyor. Yapamıyor, yeterince güçlü değil çünkü. Tişörtünü napsam diye düşünüyorum. Saklayayım lan en iyisi diyorum, o da benim tişörtümü saklar mı acaba diyorum. Sonra yatağıma yatıp bu yazıda geçen ve geçmeyen bütün ilişkilerimi gözden geçirip uyuyorum. Ve yazıyı bitiriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder