Ağustos 25, 2011

Hayata dair "Burdan yak"

Yağmur yağsın isterdim bu sabah
Merhaba, soylu sevdam  merhaba!”

Diye başlıyordu Ahmet Kaya şarkısına. Benim ondan kalan tek hatıram Medya TV’deki cenaze töreniydi. Ne kadar kaldım televizyonun başında bilmiyorum. Babam hadi ders çalış dediği zaman saat hayli ilerlemişti. ben çalışkan bir çocuktum hayat tarafından eve mahkum edilmiş, çok çalıştım vaktiyle çok da düşündüm evet onun katili “hayattı” galiba.
Çoklarına ve bana göre o lümpen, hayatın umurunda olmadığı bir adamdı. Ama kim bilir nerden nasıl yakaladıysa tutuvermişti hayatın boğazından bir gece ansızın.
“Ama ödü varsa umru da var insanın ayarı gibi”; bir yer de ödüne tercih etmişti umrunu ve ayar vermeye kalkmıştı işte lümpen elleriyle...
Korkunun bittiği yerde hayat başlar. Onu değerli kılmaya niyetli usta ellerin marangozluğunda. Babadan oğla olmasa da şafaktan şafağa…
Benim gibi götü kalkmayana inat yeni yaşamın yaratıcılarına.

söz verdik, yine veririz
Geleceğin mavi göklü çocuklarına armağan diye,
bakırdan Mittani tepsileri içinde kalbimiz
Ey sonsuz sevecek olanlar dedik, ayetiniz açıktır.
Depremi yurt edinen kavim biziz,
Dağ eteği evlerinde uzak lambalar şimdi
bütün hayallerimizi birleştirdi kendi doğrultusunda
Hayat içinde kalbimiz dört ırmak olduysa da
Hayattan koptu her şey öldürülenler dışında
Ah sürüklendi ömrümüz yaralı bir kuş gibi gidenlerin ardında”


YAZAR NOTU: nihilizmi pek sevmem ayrıca Kürt nihilizminin boktan bir şey olduğunu düşünmekteyim. Bu yazı en ufak bir tevazuyu içermemektedir.

1 yorum: