Biz küçükken papatyalar hala şehirlerde kendilerine sığınacak toprak parçaları bulabiliyorlardı ama krizantem o kadar şanslı değildi galiba.
Narindir, dokunsanız kırılacak sanırsınız.Siz onu ne kadar severseniz o da o kadar sever sizi.Sevmeye bile kıyamazsınız onu.Birazcık boynunu bükse gözleriniz yaşarır.Onunla gülmek, onunla ağlamak istersiniz.Hep yanımda olsun, kokusu tenime sinsin istersiniz.
Özlemdir bazen ondan kalan, en azından özlemi terketmez sizi.
Gece yine yalnızları oynayan ben, sıkılıp o bara gittigimde kaderin cilvesinin mitokondrilerime kadar işleyecegini nerden bilebilirdim ki! Bistro da oturuyordu. O an orda ilk defa içenini gördügüm tennesseeyi gırtlagından aşagıya gulk gulk diye midesine vakumlar gibiydi..Beyaz teninden viskinin gırtlagından aşagıya inerken aldığı kızıllık kan olup damarlarıma dolmuştu sanki. Oturdum her zamanki gibi bi tuborg istedim.Şişenin agzı agzımdayken önündeki beyaz gıcır kagıtlara ilişti gözüm.O tuvalete giderken göz ucuyla iyice bi baktım ne yazıyo ne ediyo neyin nesidir; gelmeden hepsini örgenmiş bulundum. Bağlantıyı kurmustum bi kere ancak sonrası için yaşananlar hiç de kurgusal olmamıştı.Alt yapım tamamlanmıştı zira sıra şebekeye hayat vermekteydi.
Çok sürmedi, atıldım: ‘Pleven’de ne işin var senin senin?’ sihirli cümle bu oldu.Aklım ebemin bilmem neresine kaçmışken nerden bilebilrdim ki beleş sandığımız kelimerin zincirin halkalarını bile birbirine gecirmeye muktedir oldugunu. Öyleymiş; sabahladık.
Her şeyi kazanırken karsılıgında hiçbir şeyinizden feragat etmemeniz kadar güzel bi duygu olamaz.Hiçbir şeyi almıyor mu derseniz, söyliyim elbet alıyor; yalnızlıgınızı alıyor,bakışlarınızı alıyor, soluksuz ne kadar kalabilirsiniz onu deneyimletiyor, sizi sizden alıyor… Hayat her zaman bu kadar cömert ve hürmetkar olmuyor.Kapıdan içeri kendinizi atabilirseniz ne ala. Hoş o atmazsa da tasa etmeyin, o zaten sizi atacak kıytırık mecra bulmakta hiç de sıkıntı görmüyor.Velhasıl-ı kelam aksi durumda yaraklara gelmemeye itina edelim.
Bazen de beynimle pinpon topu gibi oynadı.Ben kendimi o sahada sanarken bu sahaya çaktı, smacı koydu, saha dışına attı ama bunları yaparken bile sikledi. Önemli olan siklemesiydi zaten.Sİklenmek güzeldir.
‘’Bazen her şey göründügü gibi değildir.’’ ışığı gördün mü aban abi abanabildigin kadar.. Teşekkürler krizantem
çekirdekçi musto
Narindir, dokunsanız kırılacak sanırsınız.Siz onu ne kadar severseniz o da o kadar sever sizi.Sevmeye bile kıyamazsınız onu.Birazcık boynunu bükse gözleriniz yaşarır.Onunla gülmek, onunla ağlamak istersiniz.Hep yanımda olsun, kokusu tenime sinsin istersiniz.
Özlemdir bazen ondan kalan, en azından özlemi terketmez sizi.
Gece yine yalnızları oynayan ben, sıkılıp o bara gittigimde kaderin cilvesinin mitokondrilerime kadar işleyecegini nerden bilebilirdim ki! Bistro da oturuyordu. O an orda ilk defa içenini gördügüm tennesseeyi gırtlagından aşagıya gulk gulk diye midesine vakumlar gibiydi..Beyaz teninden viskinin gırtlagından aşagıya inerken aldığı kızıllık kan olup damarlarıma dolmuştu sanki. Oturdum her zamanki gibi bi tuborg istedim.Şişenin agzı agzımdayken önündeki beyaz gıcır kagıtlara ilişti gözüm.O tuvalete giderken göz ucuyla iyice bi baktım ne yazıyo ne ediyo neyin nesidir; gelmeden hepsini örgenmiş bulundum. Bağlantıyı kurmustum bi kere ancak sonrası için yaşananlar hiç de kurgusal olmamıştı.Alt yapım tamamlanmıştı zira sıra şebekeye hayat vermekteydi.
Çok sürmedi, atıldım: ‘Pleven’de ne işin var senin senin?’ sihirli cümle bu oldu.Aklım ebemin bilmem neresine kaçmışken nerden bilebilrdim ki beleş sandığımız kelimerin zincirin halkalarını bile birbirine gecirmeye muktedir oldugunu. Öyleymiş; sabahladık.
Her şeyi kazanırken karsılıgında hiçbir şeyinizden feragat etmemeniz kadar güzel bi duygu olamaz.Hiçbir şeyi almıyor mu derseniz, söyliyim elbet alıyor; yalnızlıgınızı alıyor,bakışlarınızı alıyor, soluksuz ne kadar kalabilirsiniz onu deneyimletiyor, sizi sizden alıyor… Hayat her zaman bu kadar cömert ve hürmetkar olmuyor.Kapıdan içeri kendinizi atabilirseniz ne ala. Hoş o atmazsa da tasa etmeyin, o zaten sizi atacak kıytırık mecra bulmakta hiç de sıkıntı görmüyor.Velhasıl-ı kelam aksi durumda yaraklara gelmemeye itina edelim.
Bazen de beynimle pinpon topu gibi oynadı.Ben kendimi o sahada sanarken bu sahaya çaktı, smacı koydu, saha dışına attı ama bunları yaparken bile sikledi. Önemli olan siklemesiydi zaten.Sİklenmek güzeldir.
‘’Bazen her şey göründügü gibi değildir.’’ ışığı gördün mü aban abi abanabildigin kadar.. Teşekkürler krizantem
çekirdekçi musto
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder