“imla hataları gözüme batar diyenler okumasın”
Istanbuldan arkadaşım aramıştı liseyi beraber aynı sıralarda okuduğumuz Hayrettin isimli arkadaşımızın ölüm anmasına gelip gelemeyeceğimi sormuştu bende çok gelmeyi isteyip ama bana biraz yolluk yollaması gerektiğini söyledim gelebilmem için,o da kabul etti.ölen arkadaşımı da anlatmak lazım kısaca galiba hikayedeki yerini alabilsin diye ne de olsa hikayenin ortaya çıkmasındaki kahramanlar biri de o.liseyi birlikte okumuştuk,epey dindar bir cocuktu başarılıydı da iyi bir derece yapmış şimdi hatırlayamadığım bilkentin taşşaklı bir bölümünü burslu kazanmıştı ama malesef daha ilk yılında tak diye kan kanseri olmuştu,olduktan sonra da bir ay için vefat etti,ailesi ölüm haberini arkadaşlarına ulaştırmak için telefon rehberindeki ilk kişiyi aramıştı,ölüm haberini diğer arkadaşlarına da ulaştırsın diye.o kişi bendim malesef ismimden dolayı. Bu arada çocuk diyorum,daha onsekizini görememişti.
Ağladım ,ağladım,ağladım…
Çok ağladım.ilk defa çok yakın bir arkadaşım ölmüştü,haberi alır almaz yurttaki odama gidip seller sullar gibi ağladım. Çok ağladım.
Sonra ne mi oldu ben ölümlere karşı daha bir güçlü oldum bir daha o kadar ağlamadım.ondan sonra hrant öldürüldüğünde gözüm yaşlandı sadece.
Gülmeye başladım sonra,televizyonda bir arkadaşımın eniştesinin öldürülüp,babasının da komalık olduğunu duyduğumda geçmiş olsun diye aradığımda arkadaşımı,takıla takıla gülmeye başladım telefonu atmak zorunda kaldım adama ayıp olmasın diye.sonra bu tip ölümlere karşı gülme krizlerim yine devam etti. Burdan başka bir hikaye çıkar devam etmemek de yarar var.
Artık hikayenin Istanbul kısmına geçsek hiç fena olmaz galiba.
Arkadaş parayı yollamıştı bir şekilde. Tam da anmanın olduğu o gün yunanistanlı arkadaşım istanbuldan memleketine dönecekti.şimdi hikayenin yunan kahramanını da biraz açsak ötekisine çok ayıp olmaz galiba.
Yunan arkadaşım bir kadın,arkadaşımın arkadaşı.ilk kez milli olduğum kadın ama herşey çok tuhaf. Vaktiyle çok yakın bir arkadaşıma aşık bir kadın onun için ankarada yaşamayı bile göze almış ama bizim oğlan kızı beğenmiyor bir kerelik bile olsa birlikte olmak bile istemiyor (o çok yakın arkadaşım eşcinselmiş bu arada ben de çok sonra öğrendim,kız hiç öğrenemedi diye biliyorum).bir gün okulda gördüm kızı selam hal hatır muhabbetinden sonra akşam istersen eve gel içeriz ama aklımda başka birşey yok yanılmıyorsam sadece iceceğiz.bu arada kızla konuşamıyoruz kız ingilizce biliyor hatta okulunu okumuş galiba ama ben de sadece beden dili var onla bir de bir kaç ingilizce kelime ile anlaşmaya çalışıyoruz neyse efendime söyleyeyim kız akşam aradı ama konuşamıyoruz ev arkadaşlarımdan birine verdim evi tarif etti en son bilindik bir yerden gidip aldım kızı.sonrası klasik her sevişme öncesi alkol muhabbetleri(aslında klasik değil ben kıza beden diliyle çok yememesini yoksa böyle kilo veremeyeceğini o tombul balık etinden kurtulamayacağını anlatıyorum filan ).sonuç olarak kız o gece asıl benden değil de yakışıklı ev arkadaşımdan hoşlandı ama nafile ev arkadaşım kız arkadaşının kulağına gideceğini çok iyi bildiğinden usulca odasına çekildi diğer ev arkadaşım da kız arkadaşı ile salona açılan odasına çekildi(kesinlikle gereksiz bir ayrıntı değil çünkü odanın salona açılmasının çok önemi olacak ileride yaşacağım tedirginlikte). Kafamdaki yatış planı kızı kendi odamda yatırıp kendim de yer yatağında yatmakti,odaya geçtik biz de sonra yine kız bana şimdi uzak olan o yakın olan arkadaşımı ne kadar sevdiğini aşkından söz etmeye filan başladı ben de bizim oğlanın kıza olan hoşlaşmayan duygularını bildiğim için devamlı “forget him” diyorum lan bir baktım kız bana dokunuyor böyle okşar gibi. “yanlış sinyal mi” yok değil bildiğin öpüyor filan…karşısında 4 yılını cemaatte testeronunu bastırmış(hem de isteyerek) cinsel güdülerini 31 ile geçirmiş biri olduğunu bilmiyor tabii.
Sevişmeye başladık ama kız hala konuşuyor arkadaşıma ne kadar çok aşık olduğunu söylüyor devamlı filan. Batılılar gerçekten adap bilmiyor ya ulan bir dur sevişek sonra yine anlatırsın. Bu arada sevişme dediğim ön sevişme idi sırada üslübünca sevişme vardı ama benim yanımda prezervatif yoktu. Kız birden duvar kesildi ama yapacak birşey yoktu kırmızı çizgileri geçmişti artık o saatten sonrası tufandı. kendisi duvardı ama ben de kale idim beni geçip yatağında rahat bir uyku uyuması imkansızdı o gece.büyük ihtimal aklından oral seksle beni yenebileceğini düşünüyordu.yavaş yavaş öperek aşağı doğru indi ne yapacak acaba düşünürken o oral sekse başladı.ama ben yemem o saatten sonra kılıç kına girecek arkadaşım bir saniye bile olsa.(bu arada ben ilk boşalmamı daha en başta kızla sürtünmede sağlamıştım tekrar kalkması 5 dakikayı almadı).kız oral sekse başladığında ben beynini okumuştum bile beni boşaltıp rahat bir uyku uyumayı planlıyordu,ben de hemen kendi planımı kurdum pasif direnişe geçecektim boşalmayacaktım ve sonunda kızı hayal kırıklığına uğratmıştım belki de hayatında oral seksle boşalmayan tek erkek bendim.
Ben ondan sonra hiçbir oral sekste boşalamadım.
Yol belliydi artık kızın yapacak çok birşeyi kalmamıştı. Masumiyet filminde ki monolog gibi “. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.” Tüm bu yaşanılan savaş her savaş gibi antlaşma ile sonuçlandı;içine boşalmayacaktım.
yeniyetme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder